17 Ocak 2008 Perşembe

Yeni Binyıl

3 ocak 2000

Bu aslında her yıl girdiğimiz sıradan yıllardan biri fakat takvim yeni bir binyılı gösteriyor sadece.

1999 yılında hükümet, IMF’nin istemleri doğrultusunda ekonomik bunalımın faturasını çalışanlara, dar gelirlilere, küçük esnaf ve üreticilere yükledi.

Hükümetin reform olarak adlandırdığı herşey bu kesimlerin daha da ağır koşullarda yaşamalarına neden oldu.

Osmanlı’dan kalma yönetim anlayışı günümüzde de hükümet politikasını oluşturuyor. Hazine de para yoksa, ek vergiler çıkarır herşeye zam yaparsın. Bu hükümet de kaynak bulmak adı altında zam üstüne zam yapıyor. Yapay kararlarla, zorlamalarla enflasyonu düşürmeye çalışıyor.

Özelleştirme adı altında kamu malları özellikle medya patronlarına peşkeş çekiyor.

Bir avuç tekelcinin çıkarları adına, yüzde beşlik rantiyiciler adına izlenen bu halk karşıtı ekonomik politikalar yine aynı kesimlerce ekonominin 2000 yılında düzeleceği ileri sürülerek halk ikna edilmeye çalışılıyor. Oysa ekonominin en temel yasası olan ‘üretim artmadan enflasyon düşmez’ ilkesi unutulmuş görünüyor.

Avrupa Birliği’ne giriş ise kısa vadede ülkemiz için bir düş. AB, ABD’nin baskısı ve Birliğin yayılmacı politikaları sonucu Türkiye’yi dışlamamak anlamında başvurusunu kabul ediyor.

Bu göstergeler ışığı altında en az 15-20 yıl Avrupa kapıları Türkiye’ye kapalı görünüyor.
Tüm ekonomik göstergeler ve hükümetin uyguladığı politikalar, dar gelirli halkımız 2000’li yıllarda da kemer sıkmaya devam edeceğini gösteriyor.

Herşeye rağmen binyıllarla avutulan halkımızın umutlarının 2000 yılında sönmemesini diliyorum।

3 ocak 2000

Hiç yorum yok: