31 Temmuz 2009 Cuma

YALANLAR VE GERÇEKLER!

Yalan: Türkiye’de gazete okuma oranı Avrupa ülkelerine göre en düşük ülke.

Gerçek: Türkiye’de gazete okuyan kitle sayısı, gazete satışları ile orantılı değildir. Türkiye’de gerek mahallelerde gerek köy kahvelerinde alınan bir gazete onlarca kişi tarafından okunur. Gazeteler elden ele gezdiği için eskir, yıpranır. Bu durum genellikle Avrupa ülkelerinde yoktur. Çünkü Avrupa ülkelerinde bizim gibi “kahve kültürü” yoktur.

Yalan: Türkiye’de kitap okuma oranı çok düşüktür.

Gerçek: Türkiye’de kitap fiyatları çok pahalıdır. Türkiye’de lisanslı kitap almak neredeyse kerizlikle eşdeğerdedir. İnsanlar neden bandrollu kitap alsın? Korsanı çok ucuza varken. Elbette korsan kitaplar istatistiklere girmiyor. Ayrıca Türkiye’de bir de kitap değiş/tokuşu vardır. Yani Türkiye’de bir kitabı bir kişi okumaz.

Yalan: Türkiye’de süt tüketimi çok azdır.

Gerçek: Türkiye’de süt tüketimi ne kadar olması gerekiyorsa o kadardır. Çünkü Türkiye’de satılan tüm sütler faturalı olmadığı için süt tüketimi de istatistiklere girmez. Herkes bilir, Türkiye’nin her mahallesinde sütçüler vardır.

Yalan: Avrupa ülkelerinde GSMH kişi başına 30 bin dolar Türkiye’de 6-7 bin dolar.

Gerçek: Türkiye’de ekonominin yarıdan fazlası kaçaktır. Ayrıca Türkiye’deki yaşam Avrupa ülkelerine göre 5-8 kat daha ucuzdur. Avrupa halkı karpuzu/kavunu dilimle, portakalı/elmayı tane ile satın alır. Örnek karpuzun kilosu avrupada 1 avrodur. Yine domatesin kilosu avrupada 3.5 avrodur. Çay, kahve, su, soda 3-5 avrodur.

Yalan: Avrupa aydınlanma devrimini yapmış demokrasiyi oturtmuştur.

Gerçek: aydınlanma devriminden sonra sayısız savaşlar yaşanmış, demokrasiler askıya alınmıştır. 1930-1945 yıllarında avrupanın tamamında ya faşizm vardır ya da tüm demokrasiler ve demokratik haklar askıya alınmıştır.

Ayrıca avrupanın yarısı monarşi ile yönetilmektedir. Yani krallıkla. Kimi liboşlar krallığın erdeminden söz edip dururlar. Demokrasilerde herkes eşit doğar (aslında kapitalizmde kimse eşit doğmaz) ama kimisi de prens, prenses olarak doğar.

Avrupa laik değildir. Kapitalizm dinle uzlaşmıştır. Din egemenliğini kapitalist devlete kabul ettirmiştir. Nüfus kayıtları kiliselerde tutulur, nikahlar kilisede kıyılır, meclislerde incile el basarak yemin edilir vb.

Yalan: Türkiye’de İttihak ve Terakkici darbe geleneği vardır.

Gerçek: Türkiye cumhuriyetini İttihak ve Terakkiciler kurmuştur. Eğer onlar olmasaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti olması pek olanaklı değildi. Zaten bu yüzden onlar bu saldırıların hedefi oluyor.

Türkiye Cumhuriyetinin İttihak ve Terakkici geleneği 1960 tan sonra yok edilmiş onun yerine ABD/Nato geleneği gelmiştir. 1960 sonra yapılan tüm darbeler ABD patentlidir. Tüm dünyada olduğu gibi.

Yalan: Türkiye’de gizli Nato, Gladyo, derin devlet, darbeciler tasfiye ediliyor.

Gerçek: Gizli Nato, Gladyo, derin devlet demek ABD demektir. AKP’nin arkasında da ABD olduğuna göre Türkiye’de gladyo yok edilemez. Bu iş doğasına aykırı olur. Yani artık ABD Türkiye’de darbe yapmaktan vaz mı geçmiş oluyor? Önümüzdeki seçimlerde iktidara ABD karşıtı sol hükümetler gelirse ABD darbe yapmayacak mı?

Yalan:Osmanlıda tüm uluslar kardeşçe yaşarken İttihak ve Terakkiciler ve Türkiye Cumhuriyeti, ermeni ve Rumları yok etti.

Gerçek: Osmanlı güçlü iken sorun yoktu fakat hasta adam olunca Osmanlıyı paylaşma hesapları başladı. Bunun için Ermeniler ve Rumlar kullanıldı. Ermeniler önce rus ordusunda sonra da Fransız ordusu ile birlikte Osmanlıya arkadan saldırdılar. Emperyalist ülkelerin oyuncağı olarak kırımlara uğradılar. Peki Enver paşa Ruslarla beraber Osmanlıya saldıran Ermenilere madalya mı takması gerekiyordu? (tehcir kanlı olması kabul edilebilir bir şey değil elbette)

Ya peki Rumlar? Yunan ordusu İzmir’e çıkınca Rumlar canlı kalkan oluşturarak, “burası bizim ülkemiz, biz burada kardeş kardeş yaşıyoruz ve sizi istemiyoruz mu dediler? Yoksa evlerinin balkonlarına yunan bayrağı mı astılar? Onlara asker mi verdiler? Elbette bunlara da madalya verilemezdi.

Yalan: 6-7 Eylül olaylarını İttihak ve Terakkiciler çıkardı.

Gerçek: 6-7 Eylül olaylarını ABD organize etti. provakasyonda ırkçılar ve şeriatçılar kullanıldı. İsrail devletine kimse yerleşmek istemiyordu. Şimdi de istemiyor. Bir çok İsrail vatandaşı ülkelerini savaş nedeniyle terk ediyor. İsrail devleti bunu engellemeye çalışıyor. İşte 6-7 Eylül olaylarının arkasındaki gerçek de, İsrail’e vatandaş devşirmekti.

Son söz olarak:
Türkiye’nin başında bir Kürt sorunu var. Her iki ulustan da insanlar ölüyor. Bu sorun çözülmeli. Hükümet yeni bir demokratik açılımdan söz ediyor. Ama içeriği konusunda bilgi vermiyor.
Türkiye bu sorunu çözmeli. Fakat eğer, “demokratik açılım” demek bölgedeki ABD çıkarlarını savunmak demekse bu açılım hem Türk halkına hem de Kürt halkına uzun yıllar sürecek acılar verecek demektir. Çünkü ABD kendi çıkarı dışında, ne Kürtlerin ne de Türklerin çıkarı için hiçbir şey yapmaz.

Saygılarımla…

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Honduras

Honduras'ta İttihak ve Terakkiciler (yani ABD) darbe yaptı! Yönetime el koyan ordu devlet Başkanını sürgüne gönderdi.

Seçilmiş bir devlet başkanına yapılan bu darbe üzerine;

AKP hükümeti Honduras ile her türlü ilişkisini kesti. Başbakan Tayip Erdoğan, "halkın iradesinin yok edilemeyeceğini" belirterek "Yeni başkanı hiçbir zaman tanımayacağız" dedi. Türkiye BM Güvenlik Konseyini acil olarak toplantıya davet etti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Honduras'taki gelişmelerden kaygı duyuyoruz. Ama korkulacak bir şey yok. Yargıya güvenmek lazım" dedi.

Türkiye Barolar birliği ise yaptığı açıklamada, Honduras devlet başkanı Zelaya'nın pijamaları ile sınır dışı edilmesine sert tepki gösterdi. Baro yönetimi, uluslararası hukuk kurallarına göre başkanın elbiselerini giyme hakkı olduğunu belirtti.

Taraf Gazetesi darbeyi protesto etmek amacıyla sadece siyah beyaz olarak yayınlandı. Çongar ve Altan darbeyi planlayanın Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chávez olduğunu ileri sürdü. Kanıt olarak da Chavez ile Honduras askeri yetkilileri ile yazışmaların olduğu bir fotokopi yayınladı.

ABD acil olarak Birleşmiş Milletleri toplayarak Honduras'ın darbecilerine karşı askeri yaptırım talebinde bulundu.

AB ülkeleri, "biz demokrasiden başka bir rejim tanımayız" diyerek Honduras'ın seçilmiş demokratik Başkanı Zelaya'dan başka kimseyi tanımayacağını belirterek Honduras'a karşı ekonomik yaptırım kararı aldı.

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, "ordu yönetime el koymasaydı, Honduras'ta iç savaş çıkacak belki de binlerce insan ölecekti. Bu durumu iyi düşünmek lazım' dedi.

Elbetteki şaka bir yana, fakat bakın kimler darbecilere karşı çıkıp net tavır alıyor?

Venezuela Honduras'a petrol ihracını durdurdu.

Küba Honduras darbecilerini tanımayı reddediyor.

Honduras'ta Pazar günü gerçekleştirilen darbenin ardından ülke dışına çıkarılan Honduras Devlet Başkanı Manuel Zelaya, ülkesine dönmenin yollarını arıyor. Perşembe günü Honduras'a döneceğini açıklamış olan Zelaya'ya, bu yolculukta Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernández, Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa ve Amerika Devletleri Örgütü (OAS) sekreteri José Miguel Insulza eşlik edecek.

Birleşmiş Milletler'den Zelaya'ya destek
New York'taki merkezde Manuel Zelaya'nın da katılımıyla toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan, Zelaya'ya destek kararı çıktı. Kurula sunulan karar taslağı, ülkenin meşru hükümeti ve Devlet Başkanı Manuel Zelaya'nın derhal koşulsuz olarak görevlerinin başına getirilmesini savunuyordu.

Genel Kurul'un olağanüstü toplantısının başlangıcında, karar taslağının şu ülkeler tarafından önerildiği açıklandı: Antigua ve Barbuda, Belize, Bolivya, Küba, Dominika, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Nikaragua, Dominik Cumhuriyeti, San Vicente ve Granadinler, Brezilya, Venezuela, Kosta Rika, Peru, Meksika, Şili, Uruguay, Arjantin, Paraguay, Suriye.
(basından)