24 Ocak 2009 Cumartesi

BU YIL KİM ŞAMPİYON OLACAK?

Sezonun ikinci devresi başladı. Yine maçlarda, canlı yayınlarda herkes kendi takımını tutacak, bağıracak, çağıracak, kavga edecek. Sevinecek, üzülecek.

Seyirciler, kendi takım oyuncularına kızacak, “koş” diyecek, “çalış” diyecek, “hoca bunu değiştir” diyecek.

Hocanın değişiklik kararlarına itiraz edecek, “hoca o adam takımın en iyisi idi, oyundan alınır mı ?” diyecek. “bu hoca hiçbir bok bilmiyor” filan diyecek.

Maç bitecek, hoca TV’ye çıkıp, “iyi oynayamadık, yediğimiz gol ofsayttı, Mehmet’in düşürülmesi penaltı idi, hakem vermedi” falan diyecek.

Sonra herkes evine gidip, TV’lerini açarak maç konusunda “uzmanların” değerlendirmelerini izleyecek. “Hocam o pozisyon ofsayt değildi, bakın şimdi” diyecek. “Görüntüleri tekrar getirin” diyecek, “orada dur tamam, yavaş yavaş oynat” filan diyecek. Gol müydü, ofsayt mıydı, penaltı mıydı? Sabahlara kadar tartışacaklar.

Hakemlerin FB tarafından satın alındığından, federasyonun GS’yı tuttuğundan falan söz edilecek. Lig maçlarının yabancı hakemlerin yönetmesi filan gündeme getirilecek, tartışılacak.

Üst üste birkaç yenilgi alan takım başkanı yeni bir hoca arayışına girecek. Ara transferlerde takımı takviye edeceğini filan söyleyecek.

Bunlar yaşadığımız olaylar.

Ya peki bunlar gerçek mi?

Hayır!

Maçların sonuçlarını kesinlikle para belirler. FB’de para çok o belirler filan düşünmeyin. Burada söz konusu olan çok daha büyük para.

Maçların sonucunu Lig-TV belirler. Nasıl mı?

Lig-TV, maç yayınlarının ihalesine girer ve çok ciddi paralarla ihaleyi alır. Federasyonun Lig-TV’den aldığı paralar şöyle dağıtılır;


En çok parayı sırasıyla, (önce kendisi alır) FB, GS, BJK, TS ve diğer birinci lig takımları alır. Sonra sıra 2. lig takımlarına gelir, daha sonra bir miktar da 3. lig takımlarına bir şeyler düşer.

Bütün 1. lig (süper) takımları bütçelerini bu Lig-TV’den gelecek paralara göre belirler. Bu paralar ciddi paralardır ve tüm takımların bütçelerinde önemli bir yer tutar.

ŞİMDİ DİKKAT!

Lig-TV bu ödemeleri yapması için sadece ve sadece tek şartı vardır: ligden kopma olmayacak.

Peki ligden kopma olursa ne olacak, Lig-TV aboneleri aboneliklerini iptal edecek.

Şöyle bir değerlendirin, sıradan bir birahanenin yıllık Lig-TV bedeli 12 milyar liradır. Birahane işleten bu parayı ödeyebilmesi için canlı yayınlarda müşterilerinin gelmesini bekler. Ya peki FB veya GS şampiyonluk yarışından koptuysa, 10-15 puan gerilere düştüyse o takımın seyircisi de, şampiyonluğu garantilemiş gibi olan takımın seyircisi de birahaneye gitmez. O zaman birahaneci abonesini iptal etmek durumunda kalır.

Türkiye’nin her tarafından abone iptalleri gelirse Lig-TV para toplayamaz ve federasyona taahhüt ettiği parayı ödeyemez.

Bu nedenle federasyon kopma olmaması için elinden! Geleni yapar. Peki bu duruma diğer takımlar, özellikle Anadolu takımları itiraz etmez mi? Etmez. Etmez çünkü Lig-TV onlara da para ödemezse o takımlar batar.

Bu işler böyle değil mi? Diyorsunuz. Kulüplerde biraz yöneticilik yapmış kişilere sorun lütfen.

Peki bu durumu, TV tartışmalarına çıkan “uzmanlar”, hocalar, oyuncular, basın mensupları vb. bilmez mi? Elbette bilir.

Ama gündeme getirmezler, getirirlerse oyun biter. Çünkü futbol, basının çok önemli bir malzemesidir, reytingdir, paradır. Yorumcular oradan para alırlar.

Peki bunlar biliniyor da takımlar neden hoca değiştirir yeni futbolcu filan alır? Seyirciyi tribünlere, Tv ekranlarına çekmek için, oyunun sürmesi için yani.

Ne yapmak gerekir?

Kulüplerin bütçelerinin en büyük giderleri futbolculara ödenen çok yüksek paralardır. Bazen bu rakamlar 10-15 milyon Avro’ya filan çıkar. Eğer ülkemizde bu yüksek rakamlar aşağıya çekilirse bu rezalet de biter. Peki bundan kim şikayetçi olur, yüksek paralarla transfer edilen birkaç futbolcu.

Maç yayınları tüm açık kanallarda makul bir ücret karşılığında yayınlanmalı ve insanları birahanelere filan gitmekten kurtarılmalıdır.

Başka ülkelerde durum nasıl? Ben bilemiyorum. Fakat işin içine para giren her yerde durumun farklı olmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla…