10 Eylül 2009 Perşembe

Türkiye’de taşlar bir bir yerine oturuyor!

Ne yani sizin hiç kitle desteğiniz yok, askeri yaptırım güçünüz yok, oturduğunuz yerden iktidarı eleştireceksiniz! Yok öyle yağma!!! Al işte 2.5 milyar dolarlık ceza. “Ama ben sizi daha önceki seçimlerde desteklemiştim” filan bir işe yaramaz. Politika o kadar özverili değildir ki! Öyle olsa Erbakan Hoca Gül’ün koltuğunda otururdu.

Şimdi adam, Cem Uzan yani, devletten aldığı ihalelerle, ayrıcalıklarla milyar dolarlık servetler yapmış. Tv ler kurmuş gazeteler çıkarmış. Bir de üstüne üstlük parti kurmuş. Neymiş iktidara gelecekmiş! Çüüşşş yani. Bir de ne yapıyor iktidarı durmadan eleştiriyor. İşte adamı böyle yaparlar. Bereket yine adamlar insaflı, Rusya’daki gibi adamı içeri atıp Sibirya’ya filan sürmediler.

Tuncay Özkan kalkmış, önceki iktidarları döneminde bulduğu avantalarla bir tv kanalı kurmuş. Ne yapacakmış AKP iktidarını devirecekmiş. Bunun için, CHP’yi ele geçiremediği! için parti bile kurmuş. Yok öyle yağma. Burası yol geçen hanı değil. Haydi içeri!!! İktidar düşleri gören Tuncay Özkan şimdi soruyor, “benim suçum ne” suçun belli değil mi? tv kanalı ile AKP’ye karşı propaganda yapmak! Ve bir de parti kurmak. Var mı bundan ötesi?

Bekir Coşkun diyor ki, “karnını kaşıyan adam”, ne güzel de saptamasını yapmış. “Karnını kaşıyan adam” sen Hürriyet’ten kovulunca seni savunmaz ki. Ama bunu sadece sen bilmiyorsun, onlar da biliyor yani.

Neymiş Türkiye komünist Partisiymiş! Soruyoruz, sizin illegal başka bir yapılanmanız var mı? Aptal aptal bakıyorlar. Ya peki silahlı güçünüz? Aptallıkları daha da artıyor.

Oysa, burjuva demokrasinin en gelişmiş ülkelerinde bile komünistler tamamen legal olmazlar. “ustalar” öyle söylüyor.

Tamamen legalize olursan, yarın birileri gelir seni, Yüksek Seçim Kurulundaki üye listelerine göre, oradaki hazır adreslerine göre tutuklayıp götürürse ne olacak? Kimsenin haberi bile olmaz.

Ama bakın diğer bir çok “sosyalist” yapılara, ne güzel de durumun farkındalar. Ne diyor adamlar? “biz Türkiye’de Ermeni ve Kürdüz, Çin’de Uygur Türküyüz” işte tam ABD’nin/AKP’nin çizgisi. Bunlar sıralamada en son götürülecekler. Bir ölçüde de olsun önlemlerini almışlar yani.

Şimdi bizim liboşlarımız, dönek Marksistlerimiz filan sanıyor ki AKP hükümeti ülkeye demokrasi getiriyor. Tamam böyle düşünmeyenler de var. Var ama onlar da aslında işin pek de farkında değiller yani.

Şimdi, AKP hükümeti, 12 Eylül öncesi Demirel/Ecevit hükümetlerinden daha mı demokratik? Elbette değil. Ee peki o zamanlar TKP neden illegaldi. TKP’nin sesi neden Türkiye’de değil de Demokratik Almanya’da yayın yapıyordu?

Şimdi esas konumuza geldik. Dünya değişti, hiçbir şey eskisi gibi değil. Küresel sermaye, ulus devletlerin sonu, Lenin’in, Stalin’in sonu, Marksizmi yeniden yorumlamak gerekir filan.

İşte, Türkiye açık açık yaşıyor. Dünyada hiçbir şey değişmedi. Değiştiğini sananlar aldanıyor. Benden Aydın Doğan’a öneri, AKP hükümeti Doğan Medya’ya ne fiyat biçerse itirazsız kabul etsin parasını alsın gitsin, Rusya’ya, Kuzey Kore’ye filan oradan TV yayını yapsın.

Giderken yanına, başta Bekir Coşkun olmak üzere kara listedeki yazarlarını da alsın. Kurduğu kanal izlenme rekorları kıracağını ben garanti ediyorum.

Benzer önerilerimi de TKP ve sosyalist yapılara da yapıyorum. Onlar da merkez yöneticilerini alsınlar, AB-D karşıtı ülkelere taşısınlar. Orada, illegal örgütlerini oluşturup, TV/Radyo yayını da yapsınlar. Genel Kurmay da o yayınlarının frekansını bozmaya çalışsın. Aynı eskisi gibi. Ama olsun biz çazırtılı filan izleriz.

Ayrıca, Cem Uzan, Tuncay Özkan, Aydın Doğan, Bekir Çoşkun’a da bir öneri. Demirel ve Ecevit hükümetleri dönemi de dahil TKP, “Atılım” adında bir dergi/gazete çıkarır ve illegal yollardan Türkiye’ye gönderirdi. Bizden anımsatması.

Her şey aslına dönüyor.

Türkiye’de taşlar bir bir yerine oturuyor!

Saygılarımla…