30 Ocak 2009 Cuma

DAVOS SONRASI ERDOĞAN

Başbakan Tayip Erdoğan, Davos’taki Gazze toplantısında, sinirlenmiş, İsrail Devlet Başkanına “Sen” demiş, Hamas’ı savunmuş, Peres’in yüzüne İsrail’in çocuk katili olduğunu söylemiş, Davos’un dostluk ilkesini çiğnemiş, İsrail’e ağır eleştirilerde bulunup, toplantı yöneticisini protesto ederek toplantıyı terk etmiş.

Şimdi bazıları Erdoğan’ın bu tavrını eleştiriyor, davranışları devlet geleneğine, Davos ruhuna uymadığı söyleniyor. Bazıları ise, AKP-SP vb. çevreler ise Erdoğan’ın bu davranışını alkışlıyor, destekliyor. “Dünyanın yeni lideri” filan diyor.

Aslında Başbakan Tayip Erdoğan’ın bu tavrı dünya diplomasisine tersmiş. Diplomaside böylesi tavırlar olmazmış.

Ben kesinlikle tersini düşünüyorum. İsrail yaptıkları ile her şeyi hak ediyor.

Diplomaside böylesi toplantılarda bu tür üslup yanlıştır diyor, eski diplomatlarımız. Peki o zaman BM Genel Kurulunda Chavez’in tavırlarına ne demeli. Hiç kimse Chavez’i bu şekilde değerlendirmedi, eleştirmedi.

Chavez, BM genel kurulunda, ABD’yi, ispanya’yı en sert olarak eleştiriyor, İsrail elçisini kovalıyor. Bunları Erdoğan yapamaz mı?

Chavez, ülke ekonomisini ulusallaştırmış, silahlı kuvvetlerini ulusallaştırmış, ülkesinin AB-D, İsrail’e borcu yok. Rusya, Cin ile ilişkilerini geliştiriyor. Rusya ile tatbikatlar yapıyor.

Ya peki Türkiye? Ekonomisi, silahlı kuvvetleri AB-D, İsrail’e bağlı, emperyalist ülkelere gırtlağına kadar borçlu.

Kimileri diyor ki! “ABD Türkiye’ye Orta-Doğuda yeni bir rol verdi. Erdoğan’ın tavrı bu rol gereği.” Ya da, “ABD, İsrail Erdoğan’a yerel seçimler için her tür eleştiriye ortam yaratıyor.” Deniliyor.

Şimdi Başbakan Tayip Erdoğan’ı uyarıyorum!

Başbakan eğer ABD ve İsrail ile böylesi bir anlaşma yaptıysa kesinlikle, onlar bu anlaşma hükümlerine uymayacaklardır. Bu coğrafyada kimse ülke içi seçimler gereği İsrail’i paspas yapamaz. Eğer bu konuda Erdoğan’a garanti veren olmuşsa onlar bu garanti hükümlerini yerine getiremezler. Erdoğan’a sessiz kalan ABD yönetimi de İsrail yönetimi de alaşağı edilir.
Eğer ABD başkanı Obama bu sözleri söylese o bile ABD devlet başkanlığı koltuğunda oturamaz.

Eğer böyle bir anlaşma yapılmamışsa da Erdoğan kaçınılmaz olarak ABD, İsrail’in zaten boy hedefi olacaktır.

Erdoğan artık Davos toplantısı sonrası ABD ve İsrail’in baş hedefidir. Dünyada hiç kimse uluslar arası toplantıda İsrail’i, devlet başkanları Peres’i böylesi kelimelerle aşağılayamaz, eleştiremez.

İsrail ne Suriye’dir ne de Bulgaristan.

Peki Erdoğan bundan sonra ne yapmalı?

Eğer ülke yönetiminde ağırlığı varsa,

Öncelikle Ergenekon davası sanıkları derhal serbest bırakmalı. (bombacılar, katiller hariç) Avrasyacılıkla suçladığı komutan ve kişilerle ne yapabiliriz? Toplantıları düzenlemeli. Türk Silahlı Kuvvetlerini derhal ABD, İsrail’e bağımlılıktan kurtarma yolları aramalıdır. (Tabi ki önce bunları yapıp sonra İsrail’i eleştirse çok daha iyi yapardı.)

Eleştirileri izliyorum, bir çok kişi zafer sarhoşluğu içinde. Eğer herhangi bir toplantıda İsrail’i eleştirmek, aşağılamak, hakaret etmek bu kadar kolay olsa idi, oy almak için bunu önceki başbakanlar da yapardı.

Şimdi bazıları da diyor ki, “Türkiye büyük bir ülkedir İsrail bu sözler nedeniyle Türkiye’yi silemez.” Doğrudur Türkiye’yi neden silsin ki? Sadece Erdoğan’ı siler olur biter. Erdoğan demek Türkiye demek değil ki.

Başka bazıları da, “şimdi Türkiye İsrail’e bir çok tavizler verir bu olay kapanır” diyor. Kesinlikle yanlış düşünüyorlar. İsrail o tavizlerin hepsini alır ve Erdoğan’dan da hesap sorar. Artık Erdoğan ağzı ile kuş tutsa bile ABD, İsrail’e yaranamaz.

Peki Erdoğansız Türkiye nasıl olur. Hemen belirteyim, çok daha beter olur. Eğer CHP bu yönetim anlayışı ile çizgisine devam ederse, ABD / İsrail Erdoğan’ın yerine öz Amerikancı, İsrailci birini getirir. Hem ılımlı İslam’a hem de BOP’a devam eder gider. Bakın A. L. Şener kıyıda sıranın kendisine gelmesini sabırsızlıkla bekliyor.

Ya peki, AKP medyasını zaten saymıyorum, Doğan medyası da, Ciner medyası da neden bu konuda Erdoğan’a sınırsız destek veriyor? Acaba hepsi de ondan bir an önce kurtulmak mı istiyor acaba?

Hamas’a gelirsek.

6 aylık ateşkes sona erdi. Hamas ateşkesi uzatmayacağını söyledi ve pek işe yaramayan füzelerini İsrail üzerine göndermeye başladı. Sonrası malum. İsrail tüm gücü ile Gazze’ye saldırdı.

Herkes sandı ki, Hamas’ın elinde ciddi silahlar var, Lübnan Hizbullah’ı gibi. İsrail kara harekatına girdiğinde Hamas’ın gücü görülecek. Eğer zaten böylesi bir gücü yoksa neden ateşkesi bozsun ki? Fakat İsrail yüzlerce masum çocuğu, sivili, insanı öldürdü, Obama yemin edip görevi devralmadan geri çekildi.

Sonuç olarak ne oldu?

Hamas’ın hiçbir gücü olmadığı ortaya çıktı. Peki o halde neden ateşkesi bozdu?

Acı ama gerçek; Filistinliler öldükçe Hamas’ın oyu arttı.

Ne yazık ki bizim Başbakan Tayip Erdoğan Hamas’ı destekliyor.

Son olarak;

İsrail devleti öyle kincidir ki, Erdoğan’ı sadece başbakanlıktan düşürmekle kalmaz. Erdoğan’ın da bunu iyi değerlendirmesi gerekir.

İsrail halkı da bizim gibidir, şu anda örneğin halkının %20 si savaşa karşıdır, barışçıdır. Aynı bizim gibi. Anti-semptizm gericiliktir, ırkçılıktır. Erdoğan bunu yapmıyorum dese de sinagoglar koruma altına alınmıştır artık. Ülkemizde tüm Yahudi asıllı vatandaşlarımız korku içindedir.

Eğer ben bu görüşlerimde yanılıyorsam (umarım öyledir) bilin ki, ABD ve İsrail artık eski gücünü yitirmiştir. (kağıttan kaplandır yani)

Saygılarımla …