27 Ağustos 2009 Perşembe

“Demokratsan bir imza ver!”

Diyarbakır Cezaevinin öğretim kurumuna dönüştürme girişimine karşılık bir İmza kampanyası başlatıldı. Kampanyanın başlığı;
"5 NOLU CEZAEVİ KÜRTLERİN YAŞADIKLARI ACILARIN TANIĞIDIR
BU TANIĞI ORTADAN KALDIRMAYIN”
“…. Birilerinden intikam veya öç almak için değil; toplumsal adalet ve barışın sağlanması, güvenin oluşması için, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi "Adalet ve Özgürlük Müzesi"ne dönüştürülmelidir. Bu, Kürt ve Türk halkının hayrına olacak bir girişim olarak algılanacaktır.
Gelin, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nin yıkılarak yerine eğitim kompleksi değil, cezaevinin mevcut yapısı korunarak buranın "Adalet ve Özgürlük Müzesi" olması için sesimizi yükseltelim! …."

İmza kampanyasının içeriği kısaca bu.

Evet kesinlikle, her ne zaman, kime yapılırsa yapılsın, işkence insanlık suçudur. Sorumluları kesinlikle cezasız kalmamalı ve suç unsurları yok edilmemelidir.

İnsan olan biri bunları unutabilir mi?

1- Saldırıda 2 otobüs dolusu jandarma timi, 30 otobüs jandarma ekibi, aydınlatma cihazı taşıyan askeri bir araç, bir skorsky helikopter kullanıldı. Jandarmanın elinde bomba kalmadı Emniyet Müdürlüğü'nden takviye alınan gaz bombaları kullanıldı.
Operasyon 14 saat sürdü.
SONUÇ: 12 tutuklu katledildi. 55 kişi yaralandı.
Katledilen tutuklular:
Mustafa Yılmaz, Özlem Ercan, Cengiz Çalıkoparan, Seyhan Dogan, Murat Ördekçi, şefinur Tezgel, Ali Ateş, Gülser Tuzcu, Aşur Korkmaz, Nilüfer Alcan, Fırat Tavuk, Yazgülü Güder Öztürk

Erkekler bölümünde ölümler kurşunlanarak olurken, bayanlar bölümünde ortaçağ barbarlarının, engizisyoncuların, Hitler'in kullandığı yöntemlerle 6 kadın tutuklu DİRİ DİRİ YAKILDI.. Onlarca tutuklu yanık yaralarıyla hastanelere kaldırıldı.

2- Saldırıda binlerce gaz bombasının yanı sıra zehirli gaz püskürten sırt tüplerinde taşınan silahlar, Skorsky helikopteri kullanıldı.
Jandarma depolarında gaz bombası tükendi, Emniyet Müdürlüğü saldırılarda kullanılmak üzere 400 adet gaz bombası gönderdi.
Operasyon 83 saat sürdü.
SONUÇ: Beşi tutuklu katledildi, yüzlercesi yaralandı.
Katledilen tutuklular: Ahmet ibili, Alp Ata Akçayöz, Ercan Polat, Riza Poyraz, Umut Gedik

3- Operasyon 56 saat sürdü. Barikatlar yıkıldıktan sonra, istisnasız tüm tutuklular işkenceden geçirildi.
SONUÇ: Dört tutuklu katledildi.
Katledilen tutuklular: Fidan Kalşen, İlker Babacan, Sultan Sarı, Fahri Sarı.
Yüzlerce tutuklu ve hükümlü yaralandı.

4- Bir "düşman" bölgesine girer gibi kalkanlı, uzun namlulu silahlarla girmişlerdi hapishaneye.
Tutuklular, saldırıdan korunmak için koğuş değiştirdiler, barikat kurdular, iki tutsak bedenini
tutuşurdu. Ama saldırı sürdü.
Tutukluları etkisizleştirdikten sonra da işkenceye son vermediler.
Katledilen tutsaklar:
Murat Özdemir, A.İhsan Özkan

5- 8,5 saat süren saldırıya jandarma ve gardiyanlar haricinde Çevik Kuvvet ekipleri de katıldı
Saldırıda çeşitli türde gaz bombaları kullanıldı. Saldırının durdurulması için kendini yakan Halil Önder ağır yaralandı; katliamcıların umurunda değildi, ağır yaralı Halil Önder'in de içlerinde olduğu koğuşlara yönelik saldırı kesintisiz sürdürüldü.
SONUÇ: Operasyon sonunda tüm tutuklular yaralıydı.
Halil Önder, 26 Aralık'ta öldü.

6- Saldırı on saat sürdü. On saat boyunca tutukluların üzerine aralıksız sinir ve göz yaşartıcı gaz bombaları yağdı. Bu süre içinde yaralanmadık hiç kimse kalmadı.
Ama artık ayakta duramaz hale gelmek de işkencenin bitmesi anlamına gelmiyordu: "Bu daha
ölmemiş" denilerek, sürdürüldü işkence.
SONUÇ: katledilen tutuklular:
İrfan Ortakçı, Hasan Güngörmez


7- Malta kandan bir nehre dönmüştü o gün; Üç tutuklu -Turan Kılıç, Yusuf Bağ, Uğur
Sarıaslan demir sopalarla, kasaturalarla, işkencelerle, katledilmişti.

8- Saldırıya, 2000'e yakın asker, gardiyan, özel tim katıldı. Saldırıda çeşitli gaz bombaları, büyük küçük silahlar, el bombaları, bomba atarlar, büyük iş makinaları, kamera, ve basınçlı su sıkan araçlar kullanıldı.
Üç tutuklu saldırının durdurulması için bedenini tutuşturdu. Saldırı durmadı.
O kadar yoğun gaz bombası kullanıldı ki, işkencecileri kapıda ilk karşılayan tutuklular, atılan gaz bombaları sonucu hemen o anda bayıldılar.
Saldırı sonucunda onlarca tutuklu ağır yaralandı.

Evet 12 Eylül faşist yönetimi insanları katletti, ağır işkencelerden geçirdi. Devletin güvencesi altında olması gereken tutuklu ve hükümlüler yine devletin en ağır saldırılarına maruz kaldılar.

Kim bu katliamlara sessiz kalabilir ki? Evet Diyarbakır Cezaevi müze yapılsın. Bu kampanyayı sonuna kadar destekliyorum.

Fakat yukarıda yazdığım 8 saldırı, ne 12 Eylül’de ne de Diyarbakır’da yaşandı.
Saldırının tarihi, 19-22 Aralık 2000, adını da biliyorsunuz, “Hayata Dönüş Operasyonu”!.
Bu sekiz saldırı sırasıyla şu cezaevlerinde yaşandı.

1-Bayrampaşa Cezaevi
2-Ümraniye Cezaevi
3-Çanakkale Cezaevi
4-Bursa Cezaevi
5 -Ceyhan Cezaevi
6-Çankırı Cezaevi
7-Buca Cezaevi
8-Bartın Cezaevi

Ya peki 12 Eylül’de, Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve diğer illerdeki emniyet müdürlüklerinde yapılan işkenceler?

Ya peki Mamak/Metris’te yaşananlar bunlar unutulsun mu?

İnsanlar ya demokrattır ya da değildir. Sadece görmek istediğini görenler ya ahmaktır ya da satılmış.

Saygılarımla…

İsmet Baytak