30 Eylül 2009 Çarşamba

Baykal hükümet olmaktan korkuyor mu?

Son yıllarda hep aynı sözleri duyuyoruz. “Baykal Hükümet olmaktan korkuyor”

Bence de kesinlikle korkuyor.

Sadece Baykal mı korkuyor? Ya peki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli korkmuyor mu?

Bence o da korkuyor. Korktuğu için, seçim meydanlarında, “Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olursa onu oradan indiririz, Yüce Divan’a göndeririz” dedi. Seçim sonrası ise meclise girip, 367 çoğunluğunu sağlayarak Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını sağlamadı mı?

İkisi de korkuyor.

Neden?

6 yıl öncesini anımsayalım. ABD Irak’a yalan gerekçelerle saldıracak. Gerekçelerinin yalan olduğunu tüm dünya biliyor. Ama dünyada hiçbir ülke gerekçelerin yalan olduğunu söyleyemiyor. Bush, “ya bendensiniz ya da bana karşı” diyerek tüm dünyaya meydan okuyor. Dünyada hiçbir ülke ABD istemlerine hayır diyemezken, sadece ama sadece Türkiye 1 Mart tezkeresi ile ABD’ye hayır diyor.

Oysa ABD 1 Mart Tezkeresinin geçeceğinden o kadar emin ki, araziler kiralamış inşaatlara başlamış, askerlerini gemiler içinde Antalya sahillerine göndermiş durumda.

Tezkerenin geçeceğinden çok emin. Çünkü bunun için, destek vermeyeceğini açıklayan Ecevit hükümetini paldür küldür devirmiş ve AKP’yi hükümete getirmiş durumda.

Fakat ne oluyorsa oluyor tezkere geçmiyor. ABD mosmor olarak Türkiye’deki kiraladığı tüm arazileri terk ediyor. Sonra da biliyoruz Türk askerlerinin başına çuval geçiriyor.

Fakat ABD’ye hayır diyemeyen tüm ülkelere karşı Avrupa halkı, Türkiye’ye hayranlığı göstermek için Eorovizyon’da Türkiye’yi birinci yapıyor.

O günleri anımsayalım. Hani, “Olacak o kadar televizyonu” programı yapan Levent Kırca’nın televizyona çıkması yasaklandığı günler. Onun yerine Hamdi Alkan’ın, Saddam ile Bin Ladin’i yan yana gösteren “komedi programları” hani Saddam’ın “Yusuf Yusuf” atması. Oysa biliyoruz onurla gitti ölüme Saddam. Acaba şimdi bu programları yapan Hamdi Alkan utanıyor mu acaba? Pişman mı yaptıklarından? Ya da kendisi şimdi “Yusuf Yusuf” atıyor mu?

Unuttuk ama hep bunları değil mi? Balık beyinli miyiz neyiz?

Şimdi mizah da yasaklandı! Levent Kırca, ABD kanalı Fox Tv’de yeni programına başladı. Başbakan Erdoğan’dan icazet almaya çalışıyor.

İşte Hamdi Alkan’ın “Yusuf Yusuf” attığı günlerde AKP hükümet oluyor. ABD’nin her isteğine olur diyor. Fakat 1 Mart Tezkeresi ret ediliyor.

ABD ekonomisi batıyor. ABD, SSCB gibi gönüllü sönümlenmeyi kabul etmiyor. ABD vuruşarak egemenliğini devam ettirmek istiyor. Siz bakmayın Obama’nın devlet başkanı olmasına, bu durum sadece bir kandırmacadan ibaret. ABD ne Irak’tan çekilecek ne de İran’ı vurmaktan vaz geçecek. Tersine İran’a saldırmak için tüm koşulları oluşturuyor. İran da ABD’nin saldırısının önüne geçmek için füze denemeleri yaparak “güçlü” olduğunu göstermeye çalışıyor.

ABD, Irak’a saldırdığında programında ne vardı? 26 ülkenin sınırlarını değiştirmek. Öncelikle hedef Irak, İran, Suriye ve Türkiye idi. Çünkü “Büyük Kürdistan” böylece kurulabilirdi. Irak çöllerinde ABD patinaj yaptı, yapıyor. Afganistan’da ise tam bir batağa girmiş durumda.

Ama ABD ekonomisi için savaşı küçültmek/bitirmek çıkar değil. Tersine savaşı büyütmek gerekiyor. Günümüzün en büyük tehdidi, küresel ısınma, deprem, sel vb. değil ABD emperyalizmi. Yani dünyanın gelmiş geçmiş en büyük askeri gücü.

Gerçi Roma İmparatorluğu da, zamanın gelmiş geçmiş en büyük askeri gücü idi. Yok oldu gitti. ABD emperyalizmi de yok olup gidecek ama arkasından milyonlarca ölü, yaralı, yetim yıkım, vb. bırakarak.

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Devleti geleneğinden geliyor. Osmanlı’nın çok ciddi devlet geleneği var. Var çünkü, hiçbir gücü olmamasına karşılık 300-400 yıl, milyonlarca kilometrelik bir coğrafyayı elinde tutmayı bildi. Türkiye Cumhuriyeti de bu geleneğin sahibi. Tüm Avrupa 2. dünya savaşında yıkıma uğrarken Türkiye bu kan gölü dışında kalmasını bildi.

Şimdi de olayları bu çerçeveden değerlendirmek gerekiyor. İşte Baykal da, Bahçeli de bu nedenle hükümet olmak istemiyor. Çünkü ABD taleplerinin muhatabı olmak istemiyor. ABD taleplerine AKP muhatap oluyor ve hepsine de “olur” diyor. Fakat, ABD’nin hemen hemen hiçbir talebi de gerçekleşmiyor. (1 Mart Tezkeresi, Kıbrıs, Ermenistan kapısı, Irak’a Güneyden müdahale etmek, Lübnan’a, Afganistan’a savaşçı birlikler göndermek, “Kürt açılımı”, “Ermeni açılımı”, olası bir İran saldırısına destek vermek, vb.)

Tüm çevremiz, Yugoslavya, Çekoslovakya, SSCB, Afganistan, Irak parçalanmış kan gölü içinde iken Türkiye 2003 yılından beri dik durmasını becerdi. Fakat önümüzdeki günler daha da sert geçeceğe benziyor. Bakalım TC devlet geleneği, ülkemizi savaş dışında tutmayı bundan sonra da başarabilecek mi? Göreceğiz.

Şunu da unutmamak gerekir ki, ülkemizi kan gölü dışında tutmak için alınan önlemlerin içerdiği riskleri de var. İslam Cumhuriyeti, Şeriat gibi.

Peki yapılacak başka şey yok mu? Elbette var.

Ama, ülkemizin gerçek solcuları, sosyalistleri, komünistleri olayları değiştirmeye çalışmak yerine seyrettiği sürece, biz de bu oyunun sadece izleyicileri olmaya devam edeceğiz.

Saygılarımla…