17 Şubat 2009 Salı

Ertuğrul Kürkçü’nün "Aynı Karede" isimli yazısı üzerine

"İbrahim Şahin "örgüt üyesi olabilir" demeye getiriyor Baykal, ama "Kanadoğlu olamaz". Oysa "saf hukuk" açısından ikisinin de "örgüt üyeliği"nden kovuşturulmalarının önünde hiçbir engel olmadığı gibi, açık kanıtlar ve adil bir yargılama ile mahkum olana değin Şahin'i de "masum" saymak aynı "hukuk"un gereği."

Diyor yazısının bir bölümünde Kürkçü.

Öncelikle;
İbrahim Şahin zaten sabıkalı, mahkum olmuş, Susurluk Çetesi yüzünden ve Cumhurbaşkanı. af etmiş.

Ayrıca ,
1- İbrahim Şahin ile Kanadoğlu'nun ayni karede olması mümkün değil. Şöyle; diyelim ki, Kanadoğlu bu AKP hükümetinden kurtulmak için darbeyi bile olumluyor. Ve bir şeyler yapılmasını istiyor, destekliyor, bekliyor filan. Ancak bu çerçevede ayni karede olmaları söz konusu olabilir. Yoksa onlar var olan bir örgütün birer üyeleri olması mümkün değil. Sanırım siz de onları aynı örgütün birer elemanı olarak, toplantılar yapan bir yapı olarak düşünmüyorsunuz.
Ama böyle bile olsa İbrahim Şahin ile Kanadoğlu yine aynı karede yer alamazlar. Alamazlar çünkü Kanadoğlu darbeyi savunuyor olsa, eminim ki İbrahim Şahin savunmuyor olacaktır.

Çünkü İbrahim Şahin egemenlerin bir oyuncağıdır. Günümüzün egemeni de ABD/AKP'dir.
İbrahim Şahin tam hasta olmasa da sağlıklı bir insan da değildir. Başındaki işitme cihazı bile bunun için yeterlidir. Kısaca İ. Şahin'in ahı gitmiş vahı kalmıştır.

Onun yerini alacak binlerce İbrahim Şahinler olduğu da çok açıktır. Ayrıca İbrahim Şahin artık deşifredir. Aynı Mahir Kaynak gibi. Bu iki nedenden dolayı derin devletin kullanamayacağı bir kişiliktir artık. Aynı Veli Küçük gibi.

2- Ya peki İlhan Selçuk, Yalçın Küçük bu kareye nasıl giriyor? Bu iki kişi işkenceler görmüş hapis yatmış insanlar. Eğer darbe yapmak için derin devlet adına çalışıyor olsalardı Mahir Kaynak gibi mahkemelerden ellerini kollarını sallayarak çıkarlardı.

3- Biraz geçmişe gidersek, 6-7 Eylül olaylarını dinci yapılar yaptı. Kanlı Pazar'ı da. Sivas olaylarını da. Ya peki Mumcu'nun/İpekçi’nin öldürülmesi, Çorum, Maraş katliamları, H. Dink cinayeti, Rahip cinayeti , Aksoy, Kışlalı, faili meçhul cinayetler vb tüm cinayetleri bu hükümetin çözmesini beklemek biraz saflık olmuyor mu? Çünkü hepsini arkasında ABD var. AKP'nin arkasında da ABD.

Ecevit'in de anlattığı gibi, derin devlet, şu yapılardan oluşa gelmiştir hep. Asker, Jitem (J. İstihbarat), polis, Mit, CİA, MHP (BBP), MTTB (ve devamı Hizbullah gibi dinci yapılar) şimdi bu kareye buyurun yerleştirin İlhan Selçuk'u, Yalçın Küçük'ü, Sabih Kanadoğlu'nu?
4- Türkiye'ye ılımlı İslam(Osmanlıcılık) rolü verenlerin önünde iki temel engel var. Bir tanesi halk hareketleri. İkincisi ise ordu içindeki laik/Atatürkçü kesim.

Türkiye'de oynanan tüm oyunlar bu iki şıkkı ortadan kaldırmaya yönelik. Örneğin Cumhuriyet mitingleri ilerici, solcu, Atatürkçü, anti-emperyalist kitlelerin desteğini alarak büyük boyutlara ulaştı. Öncelikle bu yapı kırılmalı idi ve karalanmaya başladı.

Mitingleri komutanlar organize etmiş. Sayın Kürkçü sayısız eylemlere örgütlemiş/katılmış bir kişi olarak komutanlar böylesi mitingler düzenleyebilir mi?

Cumhuriyet Mitinglerin mimarı Tuncay Özkan, Kanal Türk'tür yani. Kanal-Türk, F. Gülen cemaati tarafından satın alınarak kitlelerin burnu sürtülmüş (yoksa batık bir kanalı neden satın alsınlar ki?), Tuncay Özkan da içeri atılarak pasifize edilmiştir. Cumhuriyet mitinglerine katılanlarda darbeci ilan edilmiş, Ergenekoncu olmuşlardır. AKP medyası öyle söylüyor.

En son İzmir'de yapılan Cumhuriyet mitingine (geçtiğimiz hafta) sadece iki bin kişi katılmıştır. Bu iş bitmiştir yani. Geride sendikaların ve sosyalist yapıların kitle hareketleri vardır. Onlar da 15 Şubat mitingi gibi yok sayılmışlar ya da "Ergenekon kavgası" adı altında küçümsenmişlerdir. Ama yine de en ciddi kitle hareketi sadece ve sadece bu yapılardan gelmesi olanaklıdır ve önümüzdeki günlerde bu yapıların da eylem yapmasını engellemeye yönelik girişimleri izleyeceğiz.

Ordu içindeki laik/Atatürkçü subayların emir komuta zinciri dışında darbe yapması şimdilik en büyük tehlike olarak ABD'nin ve AKP'nin karşısında durmaktadır. (emir komuta kademesi zaten ABD/AKP'nin arkasındadır. 17 nisan bildirileri filan AKP'ye hizmet için düzenlenmiştir) Zaten Ergenekon soruşturması da bu iki amaca yöneliktir.

1- kitle hareketlerini kırmak, muhalefetin sesini kısmak, içeri almakla filan tehdit etmek, basının ilerici yazarlarını susturmak.

2- Orduyu yeniden yapılandırmak. Ordu dışında devleti yeniden yapılandırmada hükümet önemli yollar aldı ve önünde hiçbir engel de yok. Nasılsa CHP ve MHP'de en büyük destekçisi.
Emir komuta dışında, ABD karşıtı bir darbe olabilir mi? Olmuşu var, 27 mayıs 1960 darbesi. Bu yüzden AKP medyası 1960 darbesinin ABD yanlısı olarak tanımlamaya çalışıyor. Neymiş, Menderes komünist oluyormuş? İnanırsanız!

5- Susurluk'un kayıp silahlarını herkes biliyor örneğin Mehmet Ağar. Devlet gerçekten o silahları bulmak istiyorsa istediği anda bulur.
Sonuç olarak: Ergenekon soruşturması tüm medyanın, muhalefetin önünde bir tehdit olarak duruyor. Yazarlar ince ayar! Yapıyor.

Bilgi için:
Medyadan öğrendiğime göre, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, hükümetin, (Adalet, Sağlık bakanlığı vb.) sağlık gerekçesiyle önüne getirdiği tüm mahkumlara af taleplerini onaylamıştır. İbrahim Şahin olayında bir art niyet aramak bence yanlıştır.

Ertuğrul Kürkçü’nün, "Aynı Karede" yazısını okumak isteyenler için;
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=EklerDetay&ArticleID=917578&CategoryID=42

3 Şubat 2009 Salı

Amerika’nın Think -Tank’çıları

Amerika, Washington, D.C.'nin, en önemli binalarından birisi, beş kenarı ile İsrail yıldızına benzeyen Pentagon binası, orada Tik-tak çılar (siz onu isterseniz think-tank olarak okuyabilirsiniz.) dünyada Amerikan politikalarının ne olmasını, ne olmamasını, 3. dünya savaşları ve bölgesel savaşlar ve olası sonuçları, yani her şeyi tartışıyorlar.

Masada 12 kişi oturuyor. ABD'nin en yüksek maaş alan Tik-Tak çıları. Günler aylar süren tartışmalar sonrasında, zaman sırasına göre, Afganistan'da, Rusya'ya karşı Taleban'ı, İran'a karşı Saddam'ı, El Fetih'e karşı Hamas'ı, Lübnan'da Suriye'ye karşı Hizbullah'ı destekleme kararı alıyorlar ve Washington, D.C'ye bildiriyorlar.

ABD yönetimi bu görüşlere uygun davranıyor. Günler, aylar, yıllar geçiyor. Bu kuruluşların hepsi ABD karşıtı oluyor neden acaba?

Rusya'ya karşı, Afganistan'da Taleban'ı örgütleyen ABD şimdi Taleban ile savaşıyor. Taleban ABD'ye kök söktürüyor. Saddam idam ediliyor ama şimdi Irak'ta Baas partilileri ABD'ye karşı dünyanın en büyük direnişlerden birini sergiliyor.

Suriye'de ABD'nin desteklediği Hizbullah İsrail ordusunu kara savaşında yeniyor.

Filistin'de solcu el-Fetih'e karşı Hamas'ı örgütleyen ABD/İsrail'in şimdi El-Fetih ile arasından su sızmıyor. Baş düşman Hamas oluyor.

Olur canım bu kadar hata kadı kızında da olur.

Peki başka ne oluyor,

Dünya ekonomisinin ve silahlarının neredeyse yarısı elinde bulunduran ABD'nin tik-tak çıları, Çin'i, Rusya'yı, Hindistan'ı filan ABD'den koparıp yeni bir kutup yaratıyorlar.

Çin ekonomik olarak ABD'yi tehdit etmeye başlıyor.

Rusya SSCB'den kalma nükleer silahları ve enerji kaynakları ile ABD'ye kafa tutar oluyor.
Olur canım olur Tik-Tak çılar bu kadar hata yapabilir.

Peki bu Tik-Tak çılar Latin Amerika'da ne yapıyor. Neredeyse oradaki tüm ülkeler ABD karşıtı olmuş. Kendi aralarında, ABD'ye karşı askeri ve ekonomik işbirliği konularına yönelmişler.

Olur canım bu kadar hata kadı kızanda da olur.

Bu yüzden Tik-Tak çıları suçlamamak gerekir.

Şimdi bu Tik-Tak çıların en büyük marifeti ise şişeden cin çıkarmak. Nasıl? derseniz, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Fazilet Partisi vs. kökenli AKP'den ılımlı İslam (yani ABD/İsrail yanlısı İslam) yaratmaya kalkmaları.

Bu girişim de Davos'ta duvara tosluyor. Nasıl toslamasın ki; Adamlar çocukluğunda, "mum söndülerle", "iğneli beşik, hamursuz bayramları" ile büyütülüyor. Hemen gidip, Taleban, Hizbullah, Hamas, Suriye ve İran'ın yanında yerlerini alıyorlar.

Dünyanın en yüksek maaşını alan bu Tik-Tak çılar komik canım çok komik…

Bu Tik-Tak çılar komik de bizim aydınlarımız, bilim adamlarımız, strateji uzmanlarımız, köşe yazarlarımız, politikacılarımız komik değil mi?

Bence onlar daha komik.

Neymiş? Erdoğan Fatih olmuş, Abdülhamit olmuş, Nasır olmuş, dik durmuş falan.

Nasıl olmuş? İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres karşısında esmiş gürlemiş! Ya peki daha önceki başbakanlar, ABD Başkanı, İsrail başkanı karşısında neden esip gürleyememiş. Onların ağızlarını bandlamışlar mı?

Şimdi dünyanın en borçlu ülkesi, askeri anlamda ABD/İsrail'e göbeğinden bağlı, Ekonomisi yabancılara teslim edilmiş bir ülke nasıl olur da AB-D/İsrail'e kafa tutabilir?

Şimdi bizim bazı aydınlarımıza göre tutabilirmiş. Ne diyor bu aydınlarımız filan? Bakın İsrail hiç tepki göstermedi, özür bile diledi, ABD'den tık yok vs. Eeee adamlar bizim gibi aptal mı? Hemen tepkilerini göstersin. Ayrıca onların düşündükleri AKP hükümeti değil ki, Türk halkı. Onlar şimdi İsrail karşıtlığını tavan yapmış Türk halkını yatıştırmaya çalışıyor. Çünkü çok iyi biliyorlar ki AKP hükümeti gidici Türk halkı ise kalıcıdır.

Şimdi bizim AKP yanlısı bu "aydınlarımız" gerçekten Erdoğan'ı desteliyor olsalardı şunları söylemeleri gerekirdi; "Bu AB-D/İsrail ile ilişkimizi keselim, İran'a, Rusya'ya yönelelim, Ergenekon tutuklularını (katil ve bombacılar hariç) salıp onlarla bir masaya oturarak Avrasya modeli üstünde tartışalım" filan derlerdi.

Ne diyordu bu "aydınlar", "Ergenekoncular milli duyguları körüklüyor, her tür milliyetçilik ırkçılıktır/faşizmdir" falan. Şimdi Tayyyip Erdoğan ise milliyetçiliğe tavan yaptırdı ya olsun.

Şimdi Tik-Tak çıları aratmayan bazı aydınlarımız falan ne diyor? İsrail Erdoğan'a kıyak yapmış? Neden?

AB-D/İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı varmış. Bu yüzden AKP'nin yerel seçimleri kazanması için mahsus Erdoğan'ın ayakları altına kendilerini atıp paspas olmuşlar.

Arap ülkelerinin İran'a değil de Türkiye'ye yönelmesini sağlamışlar, ABD/İsrail yanlısı bir Osmanlı devleti doğuyormuş filan.

Yani şimdi Türkiye'de milliyetçilik prim yapıyor da İsrail'de yapmıyor mu? Hiçbir ülke kendi yanlısı olsa bile kendi halkının, çocuk katili filan gösterilmesini, kendi devlet başkanlarının hakarete uğramasını istemez. Erdoğan bunun böyle olduğunu sanıyorsa yakında yanıldığı anlayacaktır. Hesabını da yakında soracaklardır.

Peki Başbakan Erdoğan şimdi ne yapıyor? milli birlik ve beraberliği sağlayarak, "ülke arkamda" mesajları vermeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı, bakanlar, muhalefet partileri filan, milliyetçi dalga nedeniyle Erdoğan'a destek veriyor.

Ya peki medya, AKP medyası dışında, Aydın Doğan ve Ciner Gurubu filan Erdoğan'a neden bu kadar destek veriyor? İstedikleri almak için. Sanırım almışlardır bile.

Şimdi

Amerika, Washington, D.C.'nin, en önemli binalarından birisi, beş kenarı ile İsrail yıldızına benzeyen Pentagon binası, orada Tik-tak çılar yeni bir cini şişeden çıkarmaya çalışıyor.

Peki bu yeni cin kim?

Fethullah Gülen .

Bu tutar mı? Bizim uyanık Tik-Tak çılara göre tutar. Belki tutar da, ama onlar da çocukluğunda, "mum söndülerle", "iğneli beşik, hamursuz bayramları" ile büyüdüler.

Bana kalırsa bu Tik-Tak çılar fazla kafa yormasınlar, desteklesinler CHP'yi, yapsınlar hükümet, ben garanti ediyorum, CHP ılımlı/ılımsız dincilerden binlerce kat fazla AB-D/İsrail'e hizmet eder.

Saygılarımla…