17 Ocak 2008 Perşembe

SAFLARI DOĞRU BELİRLEMEK

1-15 TEMMUZ 1994

Ülkemizde bazı kesimler tarafınca, özellikle devlet ve medya tarafından insanların iki kesimde yer alması isteniyor. Atatürkçülük ve şeriat.

Günümüzde tüm medya kapılarını şeriat yanlısı güçlere açmış durumda.Hemen her gün televizyonlardan Atatürkçülük ve şeriat tartışmalarının yer aldığı açık oturumları izliyoruz. Bu durum şeriatçılara açıkça görüşlerini anlatma olanakları veriyor.

Atatürkçü Düşünce Derneği ise 65 şube ile tüm ülkeye yayılmış durumda.

Oynanan oyun çok açık, devlet bir yandan İmam Hatip Okulları açarken, Kuran Kurs’larının denetimini yapmazken, sayısız özel yurtlarda şeriatçı eğitimi görmezken, sayısız şeriatçı tarikatlar, yapılanmalar serbestçe çalışırken devlet sesizdir.

Anayasa Mahkemesi ise durmadan Komünist ve sosyalist partileri kapatarak, resmi ideoloji çerçevesinde herkesi Atatürkçü örgütler içinde yer almaya zorluyor.

Burjuvazi günümüze kadar sayısız, değişik taktikler uygulamıştır. Fakat bunların özü hiçbir zaman değişmemiştir. İnsanları sınıfsal yapılanmalar dışında tutmak. Bugün ülkemizde sanki, sömüren-sömürülen, fakir-zengin ayrımı yokmuş gibi, herkesi Atatürkçü ideoloji etrafında toplamak.

Ne yazık ki bazı iyi niyetli insanlar laikliği koruma altında bu yapı içinde yer alıyor. Oysa her geçen gün görüyoruz ki bu yapılar şeriatı engellemek yerine daha da güçlenmelerine neden oluyor.

‘Dinsizin hakkından imansız gelir’ bunu unutmamalıyız. Şeriatın hakkından ise sosyalistler gelir.

Burjuvazinin bir yandan şeriatı desteklerden, ilerici aydın insanlara Atatürkçü olmalarını örgütlemesinin ne anlama geldiğini iyi değerlendirmeliyiz. Bunun sömürüye devam demek olduğunu, ekonomik bunalımın halkımızın üstüne yüklenmesi demek olduğunu, Güneydoğu da ki haksız ve gereksiz savaşın sürmesi demek olduğunu kavramalıyız.

Şeriata, sömürüye, haksızlığa, kanlı savaşa karşı tüm ilerici, demokratik insanlık Birleşik Sosyalist Partisi saflarında yerini almalıdır. Bazı kişiler sizlere bunların yerine, ‘halk demokrasisi, halk iktidarı, birleşik kent hareketi’ gibi ne olduğu belli olmayan soyut kavramlar öne sürülebilirler. Oysa politik çözüm yolları arayan, tüm sosyalist, devrimci politik güçleri kapsayan örgütlü, hedef gösterici, politik partiler içinde yer almak gerekiyor.

Sosyalist Birlik Partisi’nin Anayasa Mahkemesince kapatılması yüzünden ve partiye yeni katılan yapıların, merkez yönetiminde yer alması gereğiyle SBP yerine Birleşik Sosyalist Partisi yeni bileşenleri ile birlikte politika sahnesinde,örgütlenme çalışmalarında.

Haydi özgürlüğe, haydi BSP’ ye güç vermeye!
1-15 TEMMUZ 1994

Hiç yorum yok: