17 Ocak 2008 Perşembe

TEKNOLOJİK YAPI II

15 ARALIK 1992

Karar sürecine katılabilmek için uzmanlık bilgisine sahip olması sonucu erkin mal sahibinin elinden çıkıp yöneticilerinin eline geçmesi kaçınılmaz oluyor. Büyük işletmeler hisse senetli çok ortaklı işletmeler devlet işletmeler de hiç kimse sermayenin %1 den fazlasına sahip değildir. İşletme yönetimi genellikle yöneticilerin desteğini alarak seçilirler. Yeni yönetim de yöneticileri görevde tutar. Bu bir çeşit kapalı devre yönetim biçimidir. Şirket yönetim kurulu üyesi gerekli eğitime sahip değilse ve şirketle ilgili her tür gelişmeleri anında takip edemiyorsa, karar alma sürecinde hiçbir söz hakkına sahip değildir.

Şirket yönetim kurulunun tek istediği dağıtılacak kar paylarıdır. Kar payı ne kadar artıyorsa ortaklar o derece memnun olur. Kar payının artması içinde yönetim, teknolojik yapıya yöneticilere karışmamaları gerekir .Uzmanların dışında, kim olursa olsun ister yönetim ister şirket ortağı ve ister devlet karar alma sürecine etkin olmaya kalkarsa o şirket gerilemeye ve batmaya mahkumdur.

ITT ‘nin Şili darbesine orta Doğu savaşına veya Singapur’da yapılacak bir yatırıma hisse sahipleri karar verme durumunda değildir. Onları ilgilendiren kar paylarıdır. Bu anlamda karar verme süreci özel mülkiyet sınırlarının ötesine taşıyor.

Teknolojideki bu gelişmeler önümüze çok daha net olarak yeni bir güç oluşturuyor. TEKNOLOJİK YAPI özel mülkiyet sahibi olmayan ve karar yetkisini elinde bulunduran uzmanlar.

Teknolojik yapı sadece kapitalist ülkeler için geçerli değil. Devlet merkezi yapısıyla işletmeleri emirle yönetecek olursa o devlet Sosyalist Ülkeler gibi teknolojik anlamda geri kalmaya, batmaya mahkumdur.

Devlet işletmenin karar almaya sürecine katılmayabilir. Fakat işletmenin yasal sınırlar içinde çalışmasını denetleyebilir. Çalışan personelin hakları, yöneticileri, yatırım yapılan diğer ülkelere karşı tavrının yasal olup olmadığını, çevreye verdiği zararı denetleyebilir. Devlet ister Kapitalist ister Sosyalist Ülkelerde olsun büyük işletmelerde yöneticilik değil denetleyebilirlik görevini üstlenmelidir.

Kapitalizm ve Sosyalizmi eski bilinen konumları ile değil yeni gelişmeler içinde değerlendirmeliyiz.

Devletleri kim yönetiyor? Hükümetler mi? Teknokrat ve Bürokratlar mı?

15 ARALIK 1992

Hiç yorum yok: