19 Ocak 2008 Cumartesi

SOSYAL DEMOKRATLARIN SON MOHİKANLARI

11 OCAK 1999

18 Nisan'da yerel ve genel seçimlere yaklaştığımız günümüzde CHP 'Altın Vuruş'a hazırlanıyor.

Aslında herşey SODEP'in Halkçı Parti ile birleşmesiyle başladı. 12 Eylül emir-komuta zinciri içinde kurulan HP, SODEP'in seçimlere sokulmamasıyla sosyal demokrat parti olarak pazarlanmış ve %33 civarında oy alarak meclise girmişti. Fakat o günün koşullarında, meclis dışı partilerin meclis içi partilerden güçlü olması sonucu tıkanan politikanın aşılması için hazırlanan halkı satış planlarından birisi de SODEP'in HP ile birleşerek meclisi kamuoyu önünde yasallaştırma girişimiydi. Devletin II. adamının oğlu Erdal İnönü elbette devletle takışmazdı ve 12 Eylülcülerle uzlaşarak, HP ile birleşerek meclise girdi. Bunu DYP'de izledi. Sonuç olarak 12 Eylülcüler yargılanmak yerine ödüllendirilmiş, dokunulmazlık zırhına bürünmüş oldular.

Sosyal demokratların bu tavrı halka ihanet çizgisinin en uç noktasına gelmiş oldu. Bu ihanet çizgisi sosyalist ihanetin çok ötesinde kendi en temel kavramlarına ihanetin temelini oluşturdu.

Devlet egemen güçleri, kendi egemenliklerini sürdürmek için politik partileri politikasızlaştırmaları gerektiğini çok iyi biliyordu. Bunun için de önce parti liderleri, politikada yeteneksiz, beceriksiz kişilerden oluşmalıydı. Böylece 'genç nesil' adı altında, Çiller, Yılmaz, Baykal partilerinde genel başkan oldular. Bu liderler sayesinde de ülkede, kirlenme, mafyalaşma, çeteleşme, talan ve soygun en üst noktaya ulaştı.

Torun sahibi Baykal 'Genç Lider' olarak CHP'ye genel başkan olmasından sonra sosyal demokratlar, bulicin giyerek, yelkenleri şişirerek, Yeni Dünya Düzenini, özelleştirmeyi savunarak, Kabe'yi ABD kabul ederek politika yapmaya başladılar. Bu 'başarılı' politikaları sonucu %10 oy oranı ile barajı aşmayı başarabildiler.

'Avrupa’dan esen rüzgarları' da arkasına alan Baykal liderliğindeki CHP şimdi de 18 Nisan'da genel ve yerel seçimlere hazırlanıyor. Nereye aday olursa olsun, parti görevinden istifayı zorunlu kılan ve boşalan yönetim kurulu üyelikleri ve başkanları seçimle değil de kendisinin atamalarıyla doldurmayı hedefleyen Baykal böylelikle parti içindeki SHP kökenlilerden ve muhaliflerinden kurtulmuş olacak. Fakat %10 barajını aşabilecek mi? o önemli değil. Önemli olan küçük de olsa partinin Baykal'ın olması.

Hükümeti düşürme nedenini açıklama yerine, parti içinde ayak oyunlarını seçen Baykal'ı artık tüm ülke tanıdı. Fakat görünen o ki onu en az kendi partisi içindeki seçilme hırsı olanların tanıyamamış olması. Sosyal demokratların son Mohikanları uykularında seçilmiş olmanın hülyalarını görürken, Baykal 'Altın Vuruş' ile hem kendisini hem partisinin sonunu hazırlıyor.

Sosyal demokrat taban ise, duyarlı, demokrat, ilerici insanları ise partinin bu gidişine karşı çıkarak, ön seçimleri savunmak yerine, 'Deneyimli politikacı' görüntüsüyle, bir yerlere aday gösterilmek için veya boşalan kadrolara atanmak için sıra bekliyor.

'Altın Vuruş' ülke demokrasinin umutların, özlemlerin tükenişini getirmeyecek fakat 'Son Mohikanların' biryerlere seçilmeyi düşünenlerin defterini kapatacak.

11 OCAK 1999

Hiç yorum yok: