19 Ocak 2008 Cumartesi

SEÇİMLER VE ÖDP

3 MAYIS 1999

Seçimlerde barajı zorlayacağı, en azından %3-5 oy alacağı düşünülen ÖDP, ancak binde 8 oy alabildi.

ÖDP dışındaki EMEP, İP, SİP gibi diğer partiler de farklı bir durum ortaya koyamayarak 'diğerleri' içinde yer aldılar.

Türkiye'de esen milliyetçi rüzgarların altında sol partilerin gerçekten de ciddi bir varlık göstermesi zaten pek beklenmiyordu. Fakat bu partiler seçim arenasını, ideolojik ve politik görüşlerini anlatma olanağı olarak da kullanamadılar.

Sanki halkımız, kandırılması kolay, saf insanlar olarak görülerek, 'Biz adaylarımızı halkın içinden seçtik' denilerek, listelerini sade vatandaşlara açtılar. Fakat zaten bu partilerin %10'luk ülke barajını geçemeyeceği biliniyordu. Barajı geçemeyip milletvekili seçilemeyecek olduktan sonra listelerde kimin aday olmasının zaten önemi yoktu. Burada şu soruya dürüst yanıt vermek durumundalar. Eğer barajı geçebilecek olsalar yine sade vatandaşları listelerinden aday gösterirler miydi?

Seçimlerde %10'luk ülke barajını geçemeyeceği, hiçbir ciddi belediyeyi kazanamayacağı belli olan ÖDP, seçimlerde diğer partilerden farkını anlatmak yerine, ideolojisini ve politikasını anlatmak yerine, seçilirlerse neler yapacaklarını anlatma yoluna gittiler.

Halkımız da bunların hiçbir yere seçilemeyeceklerini bildiklerinden söylemleri gülerek dinlediler. Sonuç olarak da bu partiler halk tarafından ciddiye alınan, kabul gören partiler olamayarak bir seçim dönemini kapatmak durumunda kaldılar.

Sol ve sosyalist partiler, halkı 'enayi' yerine koymayı bırakarak, ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarını, bunların çözümü için tek seçeneğin kendileri olduklarını gösterme yolu seçmeleri gerekirdi.

Meclis partileri içinde başlayan Genel Başkan ve Merkez Yöneticilerinin istifa etmesi gerektiği tartışmalarını bu sol partiler de yapmalı, aşağıdan yukarıya, söylemleri ile, ideolojileri ile yeniden yapılanmalıdırlar.

3 MAYIS 1999

Hiç yorum yok: