Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kuzey Irak'tan gelen, Şırnak'taki Habur Gümrük Kapısı'nda savcı ve hakimlerin karşısına çıkarıldıktan sonra serbest bırakılan 8 PKK'lı ile Mahmur Kampı'ndan gelen 4'ü çocuk 26 kişi olmak üzere toplam 34 kişilik grup, Diyarbakır ulaştı.
Gurup Diyarbakır'ı ulaşıncaya kadar, her yerleşim biriminde gösterilerle, havai fişeklerle karşılandı. Diyarbakır'da onbinlerce kişi gurubu sevinç gözyaşları ile karşıladı……………
Avrupa'dan ve Kuzey Irak'tan daha başka gurupların gelmeye devam edecekleri belirtiliyor…………….
AKP ve bir takım sol ve liberal çevrelerce, "Türkiye'de iç savaş bitiyor", "kardeş kanı sona eriyor", "oğlu askerde olan aileler artık rahat uyusun" vb. söylemlerle gelişmeleri olumlu olarak değerlendiriyor.
Elbette kimse bu savaşın sürmesini istemez. Ama gerçekten de bu gelişmeler barışa hizmet ediyorsa.
Kürt milliyetçiliğinin tavan yaptığı buna karşılık tepki olarak Türk milliyetçiliğin hızla kabarmakta olduğu bu gelişmeleri barışa katkı olarak değerlendirmek politik körlüktür.
Daha düne kadar "her tür milliyetçilik kötüdür" diyenler bugün bu politikaları ile gırtlağına kadar milliyetçilik batağına batmış durumdalar ve bu gidişe en büyük desteği veriyorlar.
Eğer birileri Türkiye'de iç savaş çıksın veya MHP hükümet olsun gibi bir politika izleyip, bunu uyguluyorsa çok başarılı oldukları kesin.
Bugün Türkiye en ciddi bir şekilde iç savaşa doğru ilerliyor. Bu savaş bazılarının sandığı gibi sadece Güney-Doğu ile sınırlı kalmayacak, nerede Kürt/Türk vatandaşı varsa oraya sıçrayacak.
Son gelişmeler üzerinde Kürt halkı üzerinde umutlar öyle bir şekilde artırılıyor ki, istemlerinin nerede başlayıp nerede biteceği belli değil. Ne istediklerini bile unutur oldular. Hayallerinde sınırlar kalktı.
Peki, 7 den 70'e alanları dolduran, sevinç gösterileri yapan bu Kürt halkının istemlerini yok saymalı mıyız? Elbette hayır. Bunun için AKP hükümeti bir an önce kendi açılımını açıklayıp tartışmaya açmalıdır. Herkes ne alıp ne vereceğini, kabul sınırlarının ne olacağını bilmelidir. Aksi halde bir kör döğüşü içene girilmesi kaçınılmazdır.
CHP'nin Başbakan Erdoğan ile görüşmesinin kameraya kaydedilmesi ısrarı anlamsızdır. Başbakan ve Baykal görüşmesi TV'lerden canlı olarak yayınlanmalı ve Kürt/Türk herkes ne olup bittiğini öğrenmelidir.
Dönek Marksistler, liberaller vb. kim olursa olsun, ne derse desin bu gelişmeler kesinlikle Kürt ve Türk emekçi halkının çıkarlarına hizmet etmiyor. Bu gelişmeler ABD istemleri ve programı çerçevesinde, Kürt egemen burjuvazisinin, toprak ağalarının sömürü alanlarının genişlemesi düşlerini görmesine neden oluyor.
Türk ve Kürt emekçi halklarının ortak çıkarı, her tür emperyalizmi ve onların yerli işbirlikçileri olan tekelci burjuvaziyi, toprak ağa ve şıhlarını kovalamaktan geçiyor.
Gerisi ise emperyalizme, onun savaş mekanizmasına hizmet etmekten başka bir işlev görmüyor, göremeyecek.
Saygılarımla…
21 Ekim 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder