19 Eylül 2009 Cumartesi

"Gerçek Darbe Günlükleri -II-"

Biz karar vermişsiz iktidara el koyacağız devrim yapacağız yani. Halkın oyları ile seçmiş olduğu "demokratik/meşru" hükümeti devirerek yönetime el koyacağız. Hangi iktidar devireceksiniz derseniz? CHP ve MC hükümetlerini. Tabi o zaman şimdiki gibi yalaka liberallerimiz, dönek Marksistlerimiz olmadığı için kimse bizi darbeci olarak suçlamıyor. Göğsümüzü gere gere dolaşıyoruz, "devrimciyiz" diyerek.

O zamanlarda daha Roni Margulies de yok. Var olan seçilmiş siyasi iktidarı bize karşı korusun. Rahatız yani.

Biz gerine gerine dolaşırken bir sabah bir baktık başkaları elini bizden önce tutmuş ve var olan siyasi iktidarı devirerek tepeye oturmuş. "Netekim" falan diyor. O zaman Roni Margulies olsaydı Kenan Evren "Netekim"i falan zor derdi. Derdi ama Roni Margulies o zamanlar daha Taraf'ta yazmaya, darbelere karşı siyasi iktidarları korumaya başlamamıştı, Taraf Gazetesi de yoktu yani. Bunu fırsat bilen General Evren Paşa pattadak darbeyi yaptı.

Bizim zaten siyasi iktidara hıncımız var, halkımızı sömürüyor, süründürüyor vb. diye kızıyoruz. General Evren ve General paşalara hepten kızdık. En kısa sürede onları devireceğiz.

Bunun için hemen yeni koşullara uygun yapılara girdik. Ev adresini polisin bildiği arkadaşlar evlerini değiştirdi. Daha önce toplandığımız alanları terk ederek bambaşka yerler seçtik. Zincir halkası örgütlenmelere filan girdik.

Birim sorumlularından 10 kişi kadar bir gizli toplantı örgütledik. General Evren'i nasıl devirecektik? Onların silahı, tankı, topu vardı. Ya bizde? Bir arkadaşın babasının tabancası varmış. Ulan dedik bir tabanca ile bu iş olmaz.

Bunun üzerine grevler örgütleyeceğiz, üniversitelerde boykotlar filan yapacağız. Yani general Evren'in halk desteği olmadığını filan göstereceğiz. Önce her zamanki gibi afişleme, yazılama filan yapıyoruz. Yakalanmıyoruz, zaten sıkıyönetim döneminden de deneyimliyiz yani.

General Evren 'Netekim' filan demeye başlayalı 5-6 ay oluyor. Fabrikalar çalışmaya devam ediyor, okullar açıldı. Bazı üst düzey sendika yöneticilerinin tutuklanması dışında her şey eski konumuna döndü. Umutluyuz yani, grevler, boykotlar yapmaya. Okulda hocalarımız daha da hoşgörülü davranıyor bizlere. Her şey uygun.

Tam o günlerde, "Dev-Yol, Cebeci semtinde bir polis otosunu keleşlerle taradı" haberini alıyoruz. Bu saldırıyı kim yapıyor tam bilemiyoruz ama hemen arkasından tutuklamalar başlıyor. Dev-Yol, Halkın Kurtuluşu, Kurtuluş filan.

O günlerde birisi bizim elimize Tercüman Gazetesi veriyor. Tercüman'da manşet, "TKP çökertildi". Haberin devamında ise, "İç Anadolu Bölge sorumlusu dahil 217 kişi Kızıl Fener Operasyonu ile yakalandı". Eyvah hapı yuttuk derken başka bir kişi elimize bir bildiri tutuşturuyor. "TKP'nin yok edilmesi burjuvazinin 60 yıldır gördüğü rüyadır. TKP yaşıyor, savaşıyor, vs." bildirinin altında TKP Ankara İl Örgütü imzası var. Sözde biz de TKP'liyiz ama bildiriyi bize başkaları veriyor. Hem şaşırıyoruz, hem seviniyoruz.


****
Bir masa, masanın bir tarafında 21-22 yaşlarında bir kız diğer tarafında bir erkek oturuyor. Blum oynuyorlar.

Kızın adı Gönül, Sivaslı. 12 Eylül öncesi Hacettepe Üniversite'nin ve Beytepe Kız Öğrenci Yurdunun İGD sorumlusu.

Karşısındaki erkek DAL Şubesinden, işkenceci polis şefi, adı Teoman.

Gönül, 12 Eylül darbesinden sonra yurttan çıkarak şimdiki eve geçiyor. Oturduğu ev, o zaman yeni yeni yapılan 7-8 katlı binalardan. Gönül 6. katta, Teoman ise 5. katta oturuyor. Teoman Mersinli bir kadınla yaşıyor, fakat onunla evli değil. Kadını evlenme vaadiyle kandırmış, kadın Teoman'a kızgın, kadın Teoman'a öfkeli. Teoman gündüzleri evde, akşamları timi geliyor Teoman'ı alıp emniyete, işkenceye götürüyor.

Kandırılmış kadın, Gönül ile arkadaş oluyor, her şeyi bir bir anlatıyor Gönül'e. O sıralar Teoman Kurtuluş Gurubuna işkence yapıyor. (daha sonra, dava aşamasında Kurtuluş Gurubundan birisi mahkemede, "Teoman bunun hesabını vereceksin" diyerek haykırıyor)

Gönül Teoman'ın kim olduğunu biliyor. Fakat Teoman Gönül'ü erkek peşinde koşan bir zengin kızı sanıyor. Daha doğrusu Gönül bu rolü oynuyor.


Bir akşam üstü, Teoman pencereden güneşin batışını izliyor, çok romantik bulduğunu söylüyor Gönül'e. Gönül şaşırıyor hem işkenceci hem romantik olunabilinir mi? Diye kendini sorguluyor. Tam o günlerde Teoman bir kıza işkence yapmakla meşgul. İbrahim'i istiyor ve kız da İbrahim'in nerede olduğunu biliyor.

Teoman'ın kadını Gönül'e bilgileri veriyor, "bugün kızı çok kötü dövmüşler ama konuşturamamışlar" diyor. Kadın seviniyor, Teoman başaramıyor diye. Ertesi günü, "bugün elektrik vermişler ama yine konuşturamamışlar" diyor. Kadının sevinci 14 gün sürüyor. 15. gün ise, "orospu madem konuşacaktın neden bu kadar boşu boşuna işkence gördün" diyor. Kızı çırılçıplak 4-5 gün hücrede tutup, kış gününde üstüne tazyikli soğuk su tutmuşlar ve kız dayanamamış. Teoman'ın kadını kıza kızıyor. Kız, İbrahim'i Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin önünde kaldırımda yürürken yakalatıyor.

Gönül günü gününe her bir şeyi biliyor. Teoman, kadınına, kadını Gönül her şeyi anlatıyor.

Bir gün Beytepe Kız Öğrenci yurdunda, Kurtuluş Gurubu Maoculara (Halkın Kurtuluşuna) saldıracak. "Bizim haberimiz var, hazırlıklıyız", diyor Gönül. Kavga başlıyor. Yurtta Maocu gurup Kurtuluş gurubundan daha kalabalık. İGD onlardan daha az ama başlarında Gönül var. "biz Kurtuluşu gurubunun yanında kavgaya girsek, Maocular kesin kaybedecek. Ama o zamanda Kurtuluşçular "biz dövdük" diyecekler. Karışmıyoruz. Kurtuluş Gurubu bir güzel dayak yiyor ve kaçıyorlar. Arkasından biz Maoculara saldırıyoruz ve onları bir güzel pataklıyoruz" diyor Gönül. (Kavgaya nasıl hazırlanıyorlar? Derseniz, saçlarını topuz yaparak.)

Ertesi günü Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusünün Halkın Kurtuluşu gurubunun sorumlusunun önüne bir avuç saç atıyor Gönül, "al sevgilinin saçları" diyor. Beytepe'de İGD- Halkın Kurtuluşu kavgası tam gün sürüyor.


Teoman Gönül ile blum oynuyor. Kazanacağından emin. Kağıt atma sırası Teoman'da, mahsus elindeki sinek beşlisini düşürüyor. Gönül'ün tepkisini ölçmek için. Gönül sinek beşlisini görünce heyecanlanıyor.

Teoman, "bu beşli seni bitirir" diyor.

Gönül, "bana lazım değil" diyor.

Teoman, işkencelerde insanın doğru mu, yalan mı söylediğini iyi biliyor. Bu yüzden sinek beşlisinin Gönül'e gerekli olduğu konusunda ısrarlı.

Sonuçta Gönül elini açıyor ve sinek beşlisi Gönül'e gerekli değil. Psikolojik, işkence uzmanı! Teoman mosmor oluyor. Oluyor ama Gönül de korkuyor. "hani ben saftirik, erkek peşinde koşan kız rolü oynayacaktım?" diye.

Gönül, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nün İGD sorumlusu. Kampüste 150 militan İGD'linin içinden sorumlu o. Ama Teoman bunu ve Gönül'ün ne kadar zeki olduğunu bilmiyor.

*****

Ankara emniyetinde neler oluyor? Kimler toplanıyor filan hepsini biliyoruz da General Evren'i ve General paşaları nasıl devireceğiz? Kara kara düşünüyoruz.

Tam o günlerde çakı gibi, resmi üniformalı bir Harp okulu öğrencisi bana geliyor, "Biz Harp okulunun solcu öğrenciler olarak bir örgüt kurduk. Seçilmiş iktidarı silah zoruyla deviren, General Evren ve General paşaları, yine silah zoru ile devirerek sosyalizmi kurmayı hedefliyoruz" diyor.

Feleğim şaşıyor. Gelen askeri öğrenciyi tanıyorum. O da beni tanıyor. Zaten o yüzden de bana geliyor. Tamam diyorum, General Evren ve General paşaların suyu ısındı. Diyorum da beynimde de bir soru , Roni Margulies, Aydın Engin, Oya Baydar, Altan veletler, vb. acaba buna ne diyecekler? İktidar seçilmemiş, tersine seçilmişi devirmiş de, şimdi biz de seçilmişi silah zoru ile devirmiş iktidarı yine silah zoru ile devirip sosyalizmi kurmaya kalksak acaba bu iktidar meşru! olur mu? Yoksa Süleyman Demirel'i, Necmettin Erbakan'ı, Alpaslan Türkeş'i yine tutup getirip, iktidara oturtmak mı gerekir?

"Peki" diyorum, "benden ne istiyorsun?"

"Biz TKP ile ilişki kurmak istiyoruz."

Gerçek darbe günlükleri devam edecek…..

Saygılarımla…

Not: tüm isimler ve anılar gerçektir.

Hiç yorum yok: